
Kapadokya gökyüzünden yer altına, gün doğumundan gün batımına her anıyla, her noktasıyla inanılmaz bir yer. Ne yurt dışı seyahatlerinizde ne yurt içi gezilerinizde karşılaşamayacağınız farklı deneyimler sunuyor. Evet yanlış duymadınız tam olarak 60 milyon yıllık bir ebedi aşktan bahsediyoruz. O kadar gizemli, çekici ve mistik, mühteşem popülerliğine rağmen gizemli tarihi dukusu, kültürü, gizli kalmış hazineleri bünyesinde barındıran, her seyahatinizde farklı deneyimlerle eve dönebileceğiniz bir coğrafya ki sevmemek mümkün değil.Kırk defa gitseniz yine de doyamayacağınız, doğa harikası bir seyahat rotası. Kapadokya Gezi Rehberi ile tarihe yapılan bu yolculukta, şimdiyi ve geçmişi birbirine bağlamak için rotayı Kızılırmak’a çevirelim ne dersiniz.
Kapadokya’da Mutlaka Gezilecek Yerler
Göreme Açık Hava Müzesi
Kapadokya gezilecek yerler programı yapma peşindesiniz ve önceliklendirmelere mi ihtiyacınız var? O zaman ilk sıraları hak eden büyüleyici bir noktayla devam edelim: Göreme Açık Hava Müzesi ya da bilinen diğer adıyla Göreme Örenyeri.Göreme Açık Hava Müzesi, farklı kaya oluşumlarına ev sahipliği yapan bir vadi ancak bu kaya oluşumlarının bölgenin genelindekilere göre bir farkı var.Bu bölge aslında tarihi M.S. 4.yüzyıla yani ilk Hristiyanlık dönemlerine dayanan bir kaya yerleşim yeri.13. yy’a kadar manastır hayatına ev sahipliği yapan bu yerleşim yerindeki kaya bloklarının her birinin içerisinde kilise, şapel, yemekhane, okul, oturma odası, mutfak gibi farklı sosyal alanlar var.
Aşk Vadisi
Aşk Vadisi, Kapadokya vadileri arasında hem en popülerlerden hem de en güzel manzarayı sunanlardan biri.Detaylara girmeden önce kafalar karışmasın diye belirtmekte fayda var: Aşk Vadisi’ni Aşıklar Vadisi, Bağlıdere Vadisi ya da Aşıklar Tepesi gibi isimlerle de duyabilirsiniz.Bağlıdere ve Aşk Vadisi isimleri doğru olsa da Aşıklar Tepesi aslında vadinin içerisinde panoramik manzarasıyla büyüleyen ve manzara izleme noktası olan tepenin adı.Kişisel tavsiyem bir gün batımı zamanında Aşıklar Tepesi’ne kurulup muhteşem manzaranın keyfini çıkarmanız.Vadinin “aşk” ile bağdaştırılmasının nedeni ise dünden bugüne birçok evlilik teklifine sahne olmasından kaynaklanıyor.Aşk Vadisi 4.9 km uzunluğa sahip üzüm bağları ve meyve ağaçları arasında keyifli bir parkur sunuyor. Araçla belli bir yere kadar ilerleyip sonrasında yürüyebiliyorsunuz. Doğa yürüyüşlerine meraklıysanız tercih edebilirsiniz. Yaklaşık 2.5 saat sürüyor.Yürüyüşle pek aranız yoksa ve Kapadokya’da balon denemek istiyorsanız da Aşk Vadisi’ni yukarıdan keşfetme fırsatı bulacaksınız.
Göreme Açık Hava Müzesi’nde Gezilecek Yerler
-Kızlar ve Erkekler Manastırı
-Aziz Basileus Kilisesi
-Elmalı Kilise
-Azize Barbara Şapeli
-Yılanlı Kilise
-Karanlık Kilise
-Çarıklı Kilise
-Tokalı Kilise
Ürgüp’te Gezilecek Yerler
Asmalı Konak
Meşhur Asmalı Konak dizisiyle tanıdığımız Asmalı Konak, Ürgüp’ün bu kadar popüler olmasındaki en büyük etkenlerden biri.Ancak dizinin çekildiği 2 konak olduğu için bir kafa karışıklığı oluşabiliyor.Öncelikle eğer günümüzde Asmalı Konak Müzesi olarak da anılan konağı ziyaret etmek isterseniz Ürgüp merkezdeki konağa gitmelisiniz.Dizinin daha az bölümünün çekildiği diğer konak içinse yolunuzu Ürgüp’ün sevimli kasabası Mustafapaşa tarafına çevirin. Bugün Old Greek House adıyla hizmet veren bir otelin olduğu konağı kolaylıkla bulacaksınız.
Temenni Tepesi
Kapadokya gezi rehberimize hiç hız kesmeden dünyanın dikkatini Kapadokya’ya çeken belki de ilk bölge Ürgüp ve Ürgüp gezilecek yerler ile devam edelim!Temenni Tepesi, Ürgüp’te görmeniz gereken ve hatta istemeseniz de mutlaka göreceğiniz bir yer. Çünkü burası Ürgüp’ün tam merkezinde ve 80 metre yükseklikte gözden kaçması imkansız bir kaya tepesi.Temenni Tepesi abartısız Ürgüp’ün her yerinden görülüyor. E Temenni Tepesi’nden baktığınızda da Ürgüp ve hatta Erciyes Dağı’na kadar çevre bölge dahil oldukça geniş bir alan görülebiliyor. Manzara meraklısıysanız çıkmanızı tavsiye ederim.Tepenin tek özelliği manzara da değil. Tepede iki kümbet ve önemli kişilere ait mezarlar bulunuyor.Tepeye girdikten sonra sağda kalan kümbet yani Kılıçarslan Gazi Türbesi tepenin isminin hikayesinin saklı olduğu yer. İnsanlar bu türbeye dilek dilemek yani temennilerini bildirmek için çaput bağlıyor.Tepenin ortasındaki kümbet ise eskiden Tahsin Ağa Halk Kütüphanesi olarak kullanılıyormuş ancak kütüphane sonrasında ilçe merkezinde yeni bir binaya taşınmış.Son olarak bir de güney batı tarafında Aziz Yeorgios Kilisesi kalıntıları bulunuyor.
Gomeda Vadisi
Korku filmlerine ve esrarengiz efsanelere meraklıysanız Kapadokya gezilecek yerler listenize Gomeda Vadisi’ni mutlaka eklemenizi öneririm.Gomeda Vadisi, Ürgüp’e 5 km. mesafede yer alan Mustafapaşa kasabasında bulunuyor.Jeomorfolojik olarak bakıldığında Ihlara Vadisi’nin bir küçüğü. Bu nedenle Küçük Ihlara Vadisi adıyla da anılıyor.Vadi içerisinde süzülen Bey Deresi, meyve ağaçları gibi yönleriyle doğayla cıvıl cıvıl bir atmosfer sunsa da karanlık mağaralı ve apartman görünümlü kaya oyuklarıyla da bir o kadar ürkütücü.Ancak bu görüntünün nedeni aslında güvercinler! Güvercinlik olarak adlandırılan bu kaya oyukları kimi yerlerde bayağı 5 – 6 katlı apartmanlar gibi kimi yerlerde ise kaleler gibi görünüyor.Gomeda Vadisi içinde kimisinin adı bile bilinmeyecek kadar eski birçok kilise de var. Alakara Kilisesi, Aziz Basilios Kilisesi bu kiliseler arasında öne çıkanları.Bir de vadi içerisinde eski bir yeraltı şehri bulunuyor. Oldukça küçük bir girişi olan yeraltı şehrini gezmek isterseniz biraz zorlu çünkü tüneller ve giriş oldukça dar. Klostrofobiniz varsa denemenizi önermem.Bu noktada yer yer atlamanız veya suya girmeniz gerekiyor. Yürüyüş yapma planınız varsa hazırlıklı gelmenizi tavsiye ederim.
Üç Güzeller
Üç Güzeller, Kapadokya peribacaları arasında isimlerinin namına yakışır güzellikleriyle öne çıkmış üç peribacası.Peki ya her yer peribacası, her yer kaya oluşumuyken bu üçlü nasıl öne çıkmış? Bir kere şekilleri oldukça belirgin. Bu üçlü peribacası denince akla gelen o mantar şapkalı formun en net göründüğü peribacalarından. O nedenle de hem Kapadokya’nın simgesi hem de birçok turistin fotoğraf çekme noktası haline gelmişler.Üç Güzeller’in bir de efsanesi var. Efsaneye göre Kapadokya Kralı’nın kızı bölgedeki bir çobana aşık olur ve evlenmek ister. Kral izin vermese de prenses ve çoban evlenir ve bir bebekleri olur. Kral tüm aileyi katletmek için asker gönderir ve prenses ölümden kaçmak için dua etmeye başlayınca üçü de taşa döner.Üç Güzeller’den en öndeki peribacasının çoban, ortadakinin çocuk ve arkadakinin prenses olduğuna inanılır.Siz de Üç Güzelleri görmek isterseniz Kızılçukur Vadisi’nden Ürgüp yönüne doğru ilerleyin. Yol kenarındaki kalabalıktan doğru yerde olduğunuzu elbet anlayacaksınızdır.
Ürgüp Müzesi
Müzelere meraklıysanız Kapadokya’da gezilecek yerler listenize Ürgüp Müzesi’ni eklemelisiniz.Ürgüp Müzesi, Ürgüp’ün merkezinde yer alan küçük bir müze. Müze içerisinde Ürgüp ve çevresinde bulunan fosil örnekleriyle beraber Eski Tunç Çağı, Pers, Roma, Bizans vs. dönemlerine ait buluntular da yer alıyor.Bunlar haricinde Osmanlı dönemine ait etnografik eşyalar da var.Müzede bölgenin uzak ve yakın dönemde şahit olduğu yaşam ve kültürü keşfedebilirsiniz.
Mustafapaşa
Mustafapaşa ya da antik dönemlerde bilinen ismiyle Sinasos, Ürgüp’e 5 km uzaklıkta yer alan eski bir Rum Köyü.Aslında Mustafapaşa’dan rehberde ele aldığım birkaç yerde de bahsetmiş bulundum. Yine de burası bence başlı başına etrafı keşfetmek ve yerli halkın yaşamına şahit olmak için ziyaret edilmesi gereken bir yer olduğu için ayrıca da yer vermek istedim.1924 Türk Yunan nüfus mübadelesine kadar Rumların yaşadığı bir yermiş. Mübadele sonrası Türk nüfusu kasabaya yerleşmiş ve söylentilere göre bu nüfus Mardin ve Suriye taraflarından gelen insanlarmış.Bu söylentinin nedeni ise mimari benzerlik. Mustafapaşa’ya hakim mimari Mardin mimarisine oldukça benziyor. Eskiden 700’e yakın taş konak olan kasabada bugün neredeyse 100 ev, 30’a yakın kilise ve şapel var.
Mustafapaşa’da Gezilecek Yerler
-Mehmet Şakirpaşa Medresesi
-Aziz Nikolaos Manastırı
-Konstantin Helena Kilisesi
-Aziz Vasilyos Kilisesi
-Aziz Basil Şapeli
-Saklı Vadi
-Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi
-Maraşoğlu Köprüsü
-Asmalı Konak
Kapadokya Sanat Ve Tarih Müzesi / Bebek Müzesi
Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi ya da Bebek Müzesi, Mustafapaşa’da yer alan müze gezmeyi pek sevmeyen insanlara bile eğlenceli ve farklı gelebilecek bir müze.Müzenin olayı aslında el yapımı bebeklerle Kapadokya’nın tarihine ayna tutması.Türkiye’nin ilk el yapımı bebek müzesi olan müzede yaklaşık 3 bin oyuncak bebek ile 600’e yakın hikaye, konu anlatılarak tarihe ışık tutuluyor.Müzenin kurucusu Sibel Radiye Kül bebekleri keven bitkisinin sütünden elde ettiği kitre adındaki hamursu madde, pamuk ve tel ile yapıyormuş. Tabii ki bebekler kıyafetlerinden yüz ifadesine en ince ayrıntısına kadar düşünülerek tasarlanıyor.Bugün 150 yılı aşkın tarihe sahip bir konakta hizmet veren müzeye zaman ayırarak Kapadokya’nın tarihine en eğlenceli şekilde göz atabilirsiniz.
Ortahisar’da Gezilecek Yerler
Ortahisar Kalesi
Kapadokya’nın en keyifli kasabalarından Ortahisar ve meşhur Ortahisar Kalesi ile Kapadokya’da gezilecek yerleri tanımaya devam edelim.Ortahisar Kalesi, Ortahisar’ın tam ortasından 80 metreye kadar yükselen devasa bir kaya oluşumu.Manzarası bir yana yamaçları boyunca kurulu evlerle kalenin hem aşağıdan hem yukarıdan sunduğu manzara göz alıcı.Hititler döneminden kalma kale tarih boyunca doğal bir sığınak olarak kullanılmış. Kalenin içerisindeki oda, tünel ve koridorları gezebiliyorsunuz.
Ortahisar Etnografya Müzesi
Ortahisar Etnografya Müzesi, müze severlerin Kapadokya gezilecek yerler programında yer vermesi gereken noktalardan biri.Kapadokya’nın sosyal yaşamının mankenlerle canlandırıldığı müze aynı zamanda bölgenin ilk etnografya müzesi.Müze içerisinde farklı konuları ele alıp canlandıran 12 oda var.
-Yapı Odası
-Tarım Odası
-Türk Hamamı
-Köy Odası
-Geleneksel Mutfak
-Gelin Odası
-Pekmez Yapım Odası
-Dokuma Odası
-Köy Meydanı
-Kız İsteme Merasimi
-Kına Gecesi
-Ortahisar Hatırası
Bölgenin ilk turistik otelinin yer aldığı konağın içerisinde hizmet veren müzede bir de keyifli bir restoran bölümü bulunuyor.
Uçhisar Kalesi
Uçhisar gezilecek yerler ile devam ederken bahsetmek istediğim ilk yer Uçhisar Kalesi.Kale aslında iki peribacasından oluşuyor. Birleşik iki peribacasından oluşan kaledeki büyük peribacasına Ağa’nın Kalesi, küçüğüne ise Çavuş’un Kalesi deniliyor.Uçhisar Kalesi, Kapadokya’nın her yerinden görülebilen bölgenin en büyük peribacası.Kalenin zirvesi ise tüm Kapadokya’yı kuşbakışı bu kadar rahat görebileceğiniz en iyi yer olmakla birlikte ve Erciyes Dağı ile Hasan Dağı’nı birlikte görebileceğiniz tek yerdir.Özellikle gün batımını kaleden izlemenizi tavsiye ederim. Hele bir de balonların havalandığı bir güne denk gelirseniz unutulmaz bir manzarayla karşılaşabilirsiniz.Kalenin içerisinde ise kayalara oyulmuş pek çok oda, mezar, sarnıç, sığınak gibi yapı bulunuyor.Uçhisar Kalesi’ni ziyaret etmeyi planlıyorsanız aklınızda olsun: Kaleye çıkmak için biraz efor harcamalısınız. Çok olmasa da hatrısayılır merdiven sizi bekliyor.
Güvercinlik Vadisi
Güvercinlik Vadisi, Kapadokya’nın peribacaları ve sıra dışı kaya oluşumlarıyla süslü enfes vadilerinden biri olmanın yanında trekking, bisiklet, koşu gibi açık hava sporları için en tercih edilen vadi.Vadi Uçhisar’dan başlıyor ve Göreme’ye kadar 4 km bir alan boyunca devam ediyor.Adından da tahmin edeceğiniz üzere vadinin güvercinlerle tatlı bir ilişkisi var.
Zamanında burada yaşayan yerli halk güvercinler için kayalara güvercin yuvaları oymuş. Bölgede barınan kuşlardan elde ettikleri gübrelerle üzüm bağlarını beslerken yumurtaları ise frekslerin açılarında kullanmışlar.Bugün yine bölgedeki güvercin yoğunluğunu direkt fark edeceksiniz!
Devrent Vadisi
Hayal Vadisi veya Pembe Vadi isimleriyle de bilinen Devrent Vadisi ile hayaller kurmaya, bambaşka diyarlarda gibi hissetmeye hazır mısınız? Devrent Vadisi, Kapadokya gezilecek yerler programlarında bence mutlaka olması gereken keyifli bir nokta.Kapadokya vadileri arasında klasik peribacası formlarından uzak ve daha turuncu, pembe renkli kaya oluşumlarıyla dikkat çekiyor. Burada nasıl peribacaları göreceğiz derseniz aslında cevap tamamen sizin hayal gücünüzde saklı!Vadideki peri bacalarını hayvanlardan birçok farklı objeye binbir türlü şeye benzeten var. Ancak bir peribacası var ki herkes tarafından ilk bakışta kolaylıkla “deve” olarak algılanıyor.Vadinin belirli bir girişi çıkışı yok. Bir ucu Devrent’e, diğer ucu Kızılçukur’a uzanan U şeklinde bir yapısı var. Diğer vadilere göre yürüyüş parkuru da çok müsait değil ancak dilediğiniz gibi gezinerek hayallere dalabilirsiniz.
Avanos Tarihi Taş Köprü
Avanos gezilecek yerler diyorsak Taş Köprü’den bahsetmeden geçmek olmaz. Ne de olsa Avanos’a gelirken sizi ilk o karşılayacak!Avanos Taş Köprü aslına bakınca çok bir esprisi olmayan standart bir köprü diyebiliriz ama yine de geçerken tarihi bir köprüden geçiyor olduğunuzu bilmek sizi mutlu edebilir.1900 yılında hizmete açılan köprünün yapımında Avanos’un çevresindeki Çeç ve Karadağ bölgelerinden getirilen taşlar kullanılmış. 11 ayaklı köprü o günden bugüne ciddi bir restorasyan geçirmeye gerek kalmadan ulaşabilmiş.Avanos’ta Taş Köprü dahil Kızılırmak’ın yani Avanos’un iki yakasını bağlayan 4 köprü var. Bu dörtlü arasında meşhur olanlardan bir diğeriyle devam edelim.
Avanos Asma Köprü / Tahta Köprü
Öncelikle Avanos Asma Köprü dendiğinde Tahta Köprü, Sallanan Köprü gibi farklı isimler duyabilirsiniz.Her isimden de anlayacağınız üzere köprünün özelliği siz üzerinde yürüdükçe hafif hafif sallanması! Bu durum kimileri için korkunç kimileri için eğlenceli hissettirebilir. Ancak öyle abartı bir sallanma durumu yok.Köprü yine Kızılırmak’ın üstünde yer alıyor. 1973 yılında yapılmış ve iddialara göre Türkiye’nin 2. asma köprüsü.Köprü sadece yayaların kullanımına açık olduğu için sallana sallana yürüyebilirsiniz.
Avanos Saç Müzesi
İlginç müzeler ilginizi çekiyorsa Avanos Saç Müzesi planlarınızda mutlaka yer almalı!Kurucusu Galip Körükçü’nün adıyla Chez Galip Saç Müzesi olarak da anılan Avanos Saç Müzesi yalnızca Kapadokya’da değil dünyada da bir ilk.1979 yılında kurulan ve 1998 yılında Guinnes Rekorlar Kitabı’na giren müzede 16 bini aşkın kadının saçından tutamlar bulunuyor. Müze aynı zamanda “Dünyanın En İlginç 15 Müzesi” listesinde 6.sırada.Böyle bir müze nasıl ortaya çıkmış diye merak ediyorsanız aslında oldukça garip ve spontane gelişmiş.Bir çanak çömlek ustası olan ve kendi atölyesinde çalışan Galip Körükçü’nü 1979 yılında Fransız bir turistin saçlarını çok beğenerek bir tutam istemiş ve atölyesine asmış. Sonrasında gelen ziyaretçiler hikaye üzerine saçlarından tutam bıraktıkça ve Galip Bey de talep de bulunmaya başladıkça işler büyümüş.Bugün müzede saçlar isimler, bilgiler ve hatta vesikalıklar ile duruyor. Kişisel bilgiler bulunması nedeniyle içeride fotoğraf çekmek yasak, aklınıza olsun.
Zelve Açık Hava Müzesi
Zelve Örenyeri, peribacalarının en yoğun olduğu 3 vadiden oluşuyor. Aynı zamanda da Kapadokya’nın en eski ve en uzun süre kullanılmış yerleşim bölgelerinden birisi.Hatta söylentilere göre bölgede Hristiyanlık ilk olarak burada yayılmaya başlamış. Vadide 7. yy’da Hristiyan yerleşiminin başladığı ve vadinin 9. – 13. yy’lar arası önemli bir dini merkez haline geldiği söyleniyor.1952 yılına kadar yerleşimin devam ettiği vadi boyunca manastır, kilise, tünel, değirmen ve farklı yerleşim yerlerine denk gelebiliyorsunuz.Vadideki en önemli noktalar ise şöyle: İkonoklastik dönem öncesine yani 728’lere dayanan Balıklı, Üzümlü (Aziz Nichitas Kilisesi) ve Geyikli isimli oldukça önemli 3 kilise ve Aziz Simeon için yapılmış bir şapel.3 vadiyi de yani tüm Zelve Örenyeri’ni gezmek isterseniz su gibi temel ihtiyaçlar ve mevsim koşullarına uygun kıyafetler konusunda dikkatli olmanızı öneririm.
Sarıhan Kervansarayı
Kapadokya gezilecek yerler rehberimize Saruhan / Sarıhan Kervansarayı ile devam edelim.1249 yılında, İzzettin Keykavus tarafından 2 bin metrakarelik alana inşa edilen Saruhan Kervansarayı, Anadolu Selçuklu Devleti’nin son kervansarayı olması sebebiyle tarihi açıdan büyük bir öneme sahip.Yalnızca tarihi değil, kervansarayın mimarisi de oldukça ilgi çekici. 13. yy Selçuklu mimari özelliklerinin hakim olduğu kervansarayın adını inşaasında kullanılan sarı, pembe ve deve tüyü renkli kesme taşlardan aldığı söyleniyor.Yaz ve kış bölümlerinden oluşan kervansarayın en dikkat çekici yeri Taç Kapı formu olarak bilinen gösterişli kapısı. Tabii ki mevsimlik avluları, odaları, duvar işlemeleri ve aslında kale formundaki genel görüntüsüyle her açıdan etkileyici.Saruhan Kervansarayı bugün Saruhan Kültür ve Kongre Merkezi adıyla kültür sanat faaliyetleri ve özel etkinlikler için hizmet veriyor. Örneğin her gün 18.00 ve 21.00’de Semazen gösterileri düzenleniyor.Tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan Saruhan Kervansarayı’nı ziyaret etmek isterseniz Avanos gezilecek yerler listenize ekleyebilir, özel etkinliklere katılmak içinse şu adresi ziyaret edebilirsiniz:
Çanak – Çömlek Atölyeleri
Avanos gezilecek yerler nereler bahsedip de çanak – çömlek atölyelerine minik de olsa bir yer ayırmamak olmaz!Kapadokya’nın en turistik merkezlerinden biri olan Avanos’un tam ortasından geçen Kızılırmak bölgeye sadece görsellik değil, bambaşka bir kültür de katmış.Kızılırmak’ın kırmızı toprağı ve mil karışımıyla elde edilen seramik hamuruyla yapılan çanak çömlekler sayesinde resmen Avanos’a özgü bir sanat ortaya çıkmış.Yıllardır süregelen bu sanat artık yöreye özgü bir kültüre dönüşmüş ve Avanos’ta adım başı çanak çömlek atölyeleri açılmış.Bu atölyeler sadece gezmek ve sanat eserlerine şahit olmak için ya da Kapadokya’dan hediyelik bir şeyler almak için mükemmel yerler. Ancak bu kadarla da bitmiyor.Eski tip çömlek yapımında kullanılan torna ile birçok atölyede siz de ustaların yardımıyla kendi çömleğinizi yapmayı deneyebiliyorsunuz. Dışarıdan çok kolay görünse de denediğinizde ne kadar zor olduğunu anlayacaksınız!
Güray Müze
Güray Müze dünyanın ilk ve tek yeraltı seramik müzesi. Avanos seramiklerini ve çömlek sanatını daha detaylı ve yakından keşfetmek isterseniz zaman ayırmanızı öneririm.Müze Antik Eserler Salonu ve Modern Eserler Salonu olmak üzere iki bölüm ve bir kültür merkezi ile hizmet veriyor.Antik Eserler Salonu’nda Geç Kalkolitik Dönem, Tunç ve Demir Çağları ile Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine ait seramik ve çömlek eserlerin yanısıra bölgeden çıkarılan buluntuları görebilirsiniz.Modern Eserler Salonu’nda ise dünyaca ünlü seramik sanatçılarımızın eserlerine yer veriliyor.İki salon dışında fotoğraf, resim ve heykel gibi farklı sanat dallarından örnekleri de görebileceğiniz ve farklı sergilere yer veren bir kültür merkezi var.
Çavuşin
Avanos’a bağlı bir köy olan Çavuşin Köyü, Kapadokya’nın en eski yerleşim yerlerinden biri olmasıyla öne çıkar.Köy bir yanı yıkılmış harabelerle karanlık bir atmosfer sunsa ve hatta gece bir korku filmi atmosferinde hissettirse de yerlisiyle, gezilecek yerleriyle olsun oldukça şirin bir yer.Roma döneminde Hristiyan halkın yoğunlukta yaşadığı bölgede pek çok kilise var. Bu kiliseler arasında Çavuşin Kilisesi, Üç Haçlı Kişise, Azize Meryem Kilisesi, Kolonlu Kilise, Vaftizci Yahya Kilisesi ilk akla gelenlerden.Kiliseler dışında Çavuşin Köyü’nde çömlekçilik geleneğini de yakından tanıma fırsatı bulabileceğiniz birçok çanak çömlek atölyesi var.
Çavuşin Kilisesi
Kapadokya’nın kilise merkezi Çavuşin’de en öne çıkan kilise belki de Çavuşin Kilisesi.Çavuşin Kilisesi, hemen köyün girişinde yer alıyor. Tabii ki bir bina beklemeyin, kilise kale gibi görünen bir kaya oluşumunun içerisinde.964 yıllarına dayandığı tahmin edilen kilise Kapadokya’nın en eski kiliseleri arasında yer alıyor. 1985’te de Dünya Kültür Mirası listesine alınarak aslında güzelliğini kanıtlamış.
Paşabağ Rahipler Vadisi
Paşabağ ve Rahipler Vadisi isimleriyle anılan bu vadi de Kapadokya’da zaman ayırılması gereken yerlerden biri.Vadinin en büyük özelliği büyüleyici peribacası şeklinin oluşum aşamasını en iyi yansıtan örneklere ev sahipliği yapıyor olması.Peribacası denince ilk akla gelen mantar şapkalı figürleri en sık burada görebiliyorsunuz.Vadinin bir diğer özelliği de bir zamanlar inzivaya çekilen Hristiyan din adamlarına ev sahipliği yapmış olması. Bu nedenle de Rahipler Vadisi olarak da anılır ve aynı zamanda vadide birçok şapel ve kilise bulunyor. En popülerlerinden biri ise Aziz Simeon adına yapılmış şapel.
Güllüdere Vadisi
Güllüdere Vadisi, Kapadokya’da gezilecek yerler söz konusunu olduğunda hem doğa yürüyüşü severlerin hem de manzara severlerin öncelik vermesi gereken bir yer.Göreme ve Çavuşin arasında yer alan vadi Güllüdere I ve Güllüdere II olmak üzere 2 kola ayrılıyor ve 4 km’lik trekking rotası sunuyor.Gelelim manzaraya! Vadideki peri bacaları gün ışığıyla kırmızı gül rengine dönüşüyor. Özellikle gün batımı zamanlarında efsane bir manzara oluyor.Vadi yalnızca manzara ve trekking ile değil; kiliseler, manastırlar, güvercinlikler ve kayalara oyulmuş farklı yaşam alanlarıyla da öne çıkıyor.
Meraklıları İçin Vadide Öne Çıkan Kiliseler
-Yovakim Anna Kilisesi
-Direkli Kilise
-Ayvalı Kilise
-Haçlı Kilise
-Üç Haçlı Kilise
Kızılçukur Vadisi
Kapadokya’da gün batımı manzarası için bence en güzel, en keyifli adres: Kızılçukur Vadisi!Kızılçukur Vadisi ya da Kızıl Vadi krem, taş renkli peribacalarının aksine kızıl renkli tüf kayalarla dolu. İşte bu kızıl kayalar gün batımında iyice kızıllaşıyor ve gökyüzünün renkleriyle bambaşka bir manzara sunuyor.Manzara izlemek için mükemmel noktaların yanında oldukça keyifli bir yürüyüş rotası da var. Tüneller ve inişli çıkışlı yollardan geçtikten sonra ise Meskendir Vadisi sizi karşılayacak.Bu noktada hatırlatayım tüneller için yanınızda el feneri bulundurmanızda ve uygun ayakkabı, kıyafet seçimi yapmanızda fayda var.Üstelik yolculuğunuz sırasında Haçlı Kilise ve Üzümlü Kilise başta olmak üzere kilise, manastır gibi yapıları da görebilirsiniz.
Vaftizci Yahya Kilisesi
Tarihi 964 – 965 yıllarına dayandığı tahmin edilen Vaftizci Yahya Kilisesi, Kapadokya’nın en eski kiliselerinden biri.Kaya içine oyulmuş kilise girişini Vaftizci Yahya’ya adanmış üçlü bazika takip ediyor.Kilisenin duvarlarına resmedilen tasvirler de oldukça ilgi çekici. Duvarlara Hz. İsa’nın vaftizini gerçekleştiren Vaftizci Yahya’nın öldürülmesine neden olan “Salome’nin Dansı” olayı resmedilmiş.Kilisenin girişinde ise Cebrail ve Mikail’in fresklerini görebilirsiniz.
Özkonak Yeraltı Şehri
M.Ö 400’lü yıllarda, Hititliler tarafından yapıldığı tahmin edilen Özkonak Yeraltı Şehri, Avanos’a 14 km mesafede Özkonak Kasabası’nda yer alıyor.İdiş Dağı’nın kuzey yamaçlarında kurulu yeraltı şehri volkanik tüf tabakalarının içine yapılmış.4 katlı inşaa edilen Özkonak Yeraltı Şehri’nin her yeri temizlenmediği için gezilemese de görülecek birçok şey var.Giriş katta ahırlar, alt katlara inildikçe ise oda, salon, bebek odası gibi yaşam alanları yer alıyor. Odalar dışında kuyular, mezarlar, şarap depoları gibi farklı bölümler de var.En alt katın son kısmı ise hem ürkütücü hem meraklandırıcı! Hapishane olarak yapılan bölüme yalnızca bir kişinin sığabileceği bir tünelle gidiliyor.Özkonak Yerlatı Şehri’ni diğer Kapadokya yeraltı şehirlerinden farklı kılan özelliklere değinmeden geçmeyelim.Özkonak Yerlatı Şehri, bir savunma stratejisi olarak katlar arasında haberleşmeyi sağlayan uzun ve dar deliklerle inşa edilmiş. Düşmandan saklanırken haberleşme ve hava değişimi bu delikler aracılığıyla sağlanırmış.Bir diğer fark ise sürgü taşlarındaki avlanma delikleri. Düşmanın girişini engellemek için kapı olarak kullanılan sürgü taşlarına delikler açılarak ok, mızrak fırlatmak ya da kızgın yağ dökmek için yararlanışmış.
Mazı Yeraltı Şehri
Kapadokya yeraltı şehirleri ile devam edelim! Sıradaki rotamız: Mazı Yeraltı Şehri.Antik dönemlerde Mataza adıyla bilinen Mazı Köyü’nde yer alan Mazı Yerlatı Şehri 8 katlı ve tahminen 6.000 kişilik kapasiteye sahip. Yeraltı şehrinin 4 girişi var, asıl giriş bir koridor aracılığıyla sağlanıyor.İçeride farklı yaşam alanlarının yanında gösterişli bir kilise de bulunuyor.
Derinkuyu Yeraltı Şehri
Kapadokya gezilecek yerler programınızda tek bir yeraltı şehrine zaman ayırmak istiyorsanız en popüler yeraltı şehri sayılan Derinkuyu Yeraltı Şehri’ne göz atabilirsiniz.Derinkuyu Yeraltı Şehri, Nevşehir’e 30 km mesafede yer alan ve neredeyse 500 yeraltı şehri bulunan Derinkuyu ilçesinde bulunuyor.Bilinene göre Derinkuyu’nun tarihi Asur kolonilerine dayanıyor. 8 katlı ve neredeyse 50.000 kişinin yaşayabileceği kadar büyük yeraltı şehrinde kocaman bir toplumun hayatını devam ettirebileceği her şey var.Evler, ahırlar, depolar, misyonerler okulu, günah çıkartma yeri, vaftiz havuzu, kuyular ve daha birçok alan sizi bekliyor.
Kaymaklı Yeraltı Şehri
Kaymaklı Yeraltı Şehri, Kapadokya yeraltı şehirleri arasında Derinkuyu kadar popüler bir diğer nokta.Nevşehir’e 20 km uzaklıktaki Kaymaklı’da yer alan yeraltı şehrinin tarihi M.Ö 3000 yılına, Hitit dönemine dayanıyor. Roma ve Bizans dönemlerindeki genişlemelerle de 8 katlı ve neredeyse 5.000 kişinin yaşayabileceği bir şehre dönüşmüş.Kaymaklı Yeraltı Şehri’nin yalnızca 4 katı gezilebiliyor. 4. kata indiğiniz taktirde yeri 20 km derinine inmiş oluyorsunuz.Burada da yine odalardan şarap depolarına, mutfaklardan kiliseye bir şehre dair birçok oluşum göreceksiniz.Tüm yeraltı şehirlerinde işaretler konusunda dikkatli olmalısınız. Girerken kırmızı okları, çıkarken mavi okları takip edin. Böylece dar veya girilmemesi gereken tünellere girmemiş olursunuz.
Yakın Çevrede Gezilecek Yerler
Ihlara Vadisi
Eğer yeterli zamanınız varsa Kapadokya gezilecek yerler listenize eklemenizi önereceğim oldukça keyifli bir yer var: Ihlara Vadisi.Öncelikle Ihlara Vadisi nerede? Ihlara Vadisi, Nevşehir’e 100 km mesafede yer alıyor. Aksaray ilimizin Güzelyurt ilçesine bağlı.Anlayacağınız çok yakın değil, kendi aracınızla ulaşım sağlasanız bile Ihlara Vadisi gezisi için bir günü ayırmanız gerekiyor. Aracınız yoksa da turları tercih edebilir ya da otobüsle Aksaray’a oradan da Ihlara Vadisi’ne ulaşabilirsiniz.Ihlara Vadisi’ne ulaştıktan sonra da yolculuk bitmiyor! Vadiye inmek için 382 basamak sizi bekliyor… Unutmayın tabii ki bir dönüşü de olacak. Vadi Ihlara Köyü’nden Selime’ye kadar 14 km uzunluğa sahip ama genelde turistik geziler Selime’ye gelmeden Belisırma Köyü’nde yani 6 km sonra bitiyor. Bu kısım tabii ki size kalmış.Vadinin ortasından geçen Melendiz Çayı boyunca dilediğiniz kadar yürüyebilirsiniz. Sonuna kadar yürümeyi planlıyorsanız yaklaşık 5 saat sürüyor.Kayaların içerisine oyulmuş kiliseler, manastırlar, yeraltı kiliseleri dahil vadide tam 105 dini yapı var. Ancak bunlar arasında 14 tanesini gezebiliyorsunuz.
-Ağaçaltı Kilisesi
-Sümbüllü Kilise
-Yılanlı Kilise
-Kokar Kilisesi
-Prenliseki Kilisesi
-Eğritaş Kilisesi
-Direkli Kilise
-Saint Georgeus (Kıkdamaltı) Kilisesi
-Karagedik Kilisesi
-Ala Kilise
-Bezirhane Kilisesi
-Bahattin Samanlığı Kilisesi
-Batkın Kilisesi
-Davullu Güvercinliği Kilisesi
Kişisel önerim vadiye inmeden su ve yiyecek konusunda hazırlıklı olmanız. Yürüyüş sonrası Melendiz Çayı kenarında oturup mini bir piknik molası vermek oldukça keyifli oluyor.
Kapadokya’da Gezilecek Yerlere Nasıl Gidilir?
Öncelikle öne çıkan bölgelerin sayısı ulaşım konusunda sizi tedirgin etmesin. Ayrı bölgeler olsalar da her biri aslında birbirine yakın. Bu nedenle Kapadokya’da ulaşım da sıkıntılı değil.Ancak Kapadokya’da toplu taşıma alternatiflerine baktığınızda çok gelişmiş bir sistem yok. Minibüs, dolmuş ve taksi var. Bölgeler arası hepsi ulaşım sağlasa da sefer saatleri ve konfor olarak sıkıntı yaşayabiliyorsunuz.Kapadokya’da gezilecek yerlere ulaşım için benim tavsiyem kesinlikle kişisel araç. İmkanınız varsa kendi aracınızla gitmenizi ya da Kapadokya’da araç kiralama alternatiflerine göz atmanızı tavsiye ederim. Böylece dilediğiniz yere, dilediğiniz zaman ulaşabilirsiniz.Gezilecek yerler hem çok fazla hem de yüz ölçümü olarak Kapadokya büyük bir alan. Yani araçla gezmek zaman ve konfor açısından çok büyük avantaj sağlayacaktır.Gün doğumunda balonları izlemek ve gün batımında vadileri gezmek gibi aktiviteleri de göz önünde bulundurunca kişisel araç planlamada büyük kurtarıcı.
Kapadokya’da Ne Yemeli?
Baştan uyarayım, Kapadokya gezilecek yerleriyle büyüleyici olduğu kadar lezzetleriyle de iştah açıcı! O yüzden geziniz boyunca bol bol bir şeyler yemeye hazırlıklı olun.Peki ya Kapadokya’da ne yenir, Kapadokya’nın yöresel lezzetleri nelerdir?
-Testi Kebabı
-Saç Tava
-Kayısı Yahnisi
-Nohutlu Yahni
-Düğü Çorbası
-Ayva Dolması
-Soğan Dolması
-Çömlek Fasülyesi
-Zerdeli Pilav
-Dolaz
-Köftür
-Kuru Kaymak
Kapadokya’da Alışveriş İçin Nereler Gezilir?
Tatil sonrası kendiniz ya da sevdikleriniz için bir şeyler almak istiyorsanız Kapadokya’da alışveriş için nereler gezilir gelin konuşalım.AVM’ler ya da zincir mağazalar Kapadokya’da yok. Hediyelikçiler, gıdadan giyime yöresel ürünler satan mağazalar, atölyeler gibi aslında gittiği yerden hatıra alışverişi yapmak isteyenler için uygun yerler var.Bu bahsettiğim yerler de Kapadokya’nın turistik bölgelerine yayılmış durumda. Yani Göreme’de, Ürgüp’te ya da Uçhisar, Ortahisar veya Avanos’ta alışveriş yapma imkanınız var.Söylemeden de geçmeyelim: Avanos’ta çanak çömlek atölyeleri, Ürgüp’te şarap fabrikaları, genel olarak tüm bölgelerde ise Kapadokya halı ve kilim dükkanları, seramikçiler, mücevherciler ve kaymakçılar öne çıkar.
Kapadokya’ya Ne Zaman Gitmeli?
Kapadokya’ya ne zaman gitmeli? Bence her mevsim gitmeli! Çünkü Kapadokya’da her mevsimin artıları ve eksileri var ama ilkbahar ve kış aylarının artıları daha fazla. O yüzden önerilerim şu şekilde:Öncelikle herkesi mutlu edecek, en ideal zamanla başlayalım yani ilkbahar. İlkbahar dönemi Kapadokya ne yazınki gibi aşırı sıcak ne de kış zamanı gibi aşırı soğuk olur. Yani rahat rahat gezersiniz. Tabii gündüzler sıcak olsa da akşam soğuklarına hazırlıklı olun.Üstelik Kapadokya’da balon deneyimi yaşamak isteyenler için de ilkbahar havaları idealdir.Şimdi gelelim kış dönemine. Kapadokya’nın karlı hali bi’ başkadır, bi’ güzeldir! Göz alıcı manzaralar karla çok daha muhteşem görünür, resmen farklı bir dünyada gibi hissedersiniz.Eğer siz de rüya gibi bembeyaz bir Kapadokya istiyorsanız eksi derecelerdeki soğukları göze alarak Kapadokya’da kış tatili planlayabilirsiniz.Bu nedenle de aslına bakarsanız Kapadokya gezilecek yerler listesi bir rehberde anlatılamayacak kadar detaylı ve uzun. Kişisel deneyimlerime dayanarak elimden geldiğince detaylı bir rehber çıkarmaya çalıştım.
-Göreme Açık Hava Müzesi
-Üç Güzeller
-Zelve Açık Hava Müzesi
-Çavuşin Kilisesi
-Paşabağ Rahipler Vadisi
-Kızılçukur Vadisi
-Ortahisar Kalesi
-Uçhisar Kalesi
-Derinkuyu Yeraltı Şehri
-Gomeda Vadisi
Ihlara Vadisi ve Kiliseler
Göreme’ye 100 km mesafede bulunan Ihlara Vadisi, dünyanın en büyük kanyonlarından biri. Burası Aksaray’a bağlı, hatta Ihlara’ya giden yolda “Bu bir Kapadokya gezisi değildir” yazıyor.Ne kızmışlarsa artık Ihlara’yı yedirmiyorlar. Vadi içinde sayısız kilise var. Melendiz Çayı’nın üzerinde yer alıyor, parkur sonunda barakalarda gözleme ayran sizi bekliyor.Vadiye 400 basamak inerek ulaşıyorsunuz. Ve tabi her inişin bir çıkışı var! Dilim dışarı çıktı ama o manzaraya az bile. Vadide gezilebilecek bir dünya kilise var.Biz ancak belirttiklerime uğrayabildik. Vakit olacak, tüm gününü burada geçireceksin. Yılanlı kilise, Ağaç Altı Kilisesi, Sümbüllü Kilise mutlaka öncelik vermeniz gerekenler. Ihlara Vadisi’ne müze kart ile giriş yapabiliyorsunuz.*Kapadokya’da her yere girişte müze kart neredeyse şart gibi. Çıkardığınızda Türkiye’deki tüm müzelerde 1 yıl boyunca kullanabiliyorsunuz. 2020 Müze Kart fiyatı 75 TL.
Derinkuyu & Kaymaklı Yeraltı Şehri
Ben hem Derinkuyu hem Kaymaklı yeraltı şehrini gezdim farklı farklı gezilerimde. Lakin son dönemlerde Kaymaklı‘nın aydınlatması ve düzenlemesinin güzelliği ile daha çok tercih edildiğini biliyorum. Müze kart ile ikisine de giriş yapabiliyorsunuz. Şimdi size Derinkuyu‘yu anlatayım.Kapadokya’nın en büyük yeraltı şehri ve dört bin yıllık köklü bir geçmişe sahip. Toplam 18 kattan oluşan Derinkuyu Yeraltı Şehri’nin günümüzde 8 katı gezilebiliyor.Nevşehir’e 29 km uzaklıkta ve girişte müze kart geçerli. Yer altı şehri bir rastlantı sonucu bulunmuş ve 1965’te halka açılmış. Dünyanın 9.harikası olduğu konuşuluyor.Yerin altına 8 kat aşağı inilerek kurulan bu şehir insana dilini yutturuyor. Burası Hristiyanlığın ilk zamanlarında hem saklanma, hem de gizli ibadet yeri olarak kullanılmış.Daha sonra da Arap istilalarında sığınmak için. Okulu, vaftiz yeri, mutfak, ambar, yatak odaları, yemek odaları, şarap mahzenleri, ahırlar, gizlenme yerleri, silah depoları var. Bu mimariyi şimdinin teknolojisi ile yapamazsınız.İçeriyi gezmek çok korkunç. İnsan hep şu an bir şey olsa nasıl çıkarım buradan diyor. Zaten astımı olan, kapalı alan fobisi olan kişilerin içeri girmemesi tavsiye ediliyor.Bu insanların boyu kaç santimdi? İki büklüm yürüdük tüm koridorlarda. Ne giyiyorlardı? Bu soruların cevabı yok. Bir iskelet bulunmuş zamanında ama inceleme sırasında kaybedilmiş!Mağaralar “Taş Kapı” dedikleri, ortası gözlemleyebilmek için delik yuvarlaklarla kapanıyormuş. Ve bu kapılar dışarıda yapılarak içeri getirilmiş! Taş kapı kayaçları ile mağara kayaçları farklılık içeriyor.Yemek yiyeceklerinde ortak ateş yakıyor, toplu yiyorlarmış. Havalandırma bacaları ile her katta görebileceğiniz, hem sesin ulaşımını hem hava akımını sağlıyor.Yapılan araştırmalarda bu yer altı şehrinde ortalama 10.000 kişi yaşıyormuş. Şuana kadar 8 kat çıkarılmış ama yer altında bir 10 kat daha olduğu düşünülüyor.
Paşabağ Vadisi
Burada en görkemli peribacaları bulunuyor. Zelve yolu üzerinde yer alan peribacalarının boyları 15 metre civarında. Bazıları ise 3 başlı.Buradan sonra Zelve Antik Kenti‘ne gidebilirsiniz. Biz Göreme Açık Hava Müzesi’ne gideceğimiz için benzerlikleri dolayısıyla burayı pas geçtik.
Devrent Vadisi – Hayal Vadisi
İçerisinde birçok fotoğraflık nokta barındıran Devrent’e aynı zamanda Hayal Vadisi de denmesinin sebebi yer şekillerinden birinin deveye, birinin Meryem Ana’ya, birinin ise Hacivat & Karagöz’e benzemesi.
Hacı Bektaş-ı Veli Dergahı & Müzesi
Kapadokya merkeze biraz uzak ama turla gitmenin avantajı sayesinde daha önceki bireysel gezilerimizde ziyaret edemediğimiz bu dergaha giderek, içimizi maneviyatla doldurduk. O kadar önemli bir yer ki. Dergahın kurallarını, süreçlerini öğrendik.
Güvercinlik Vadisi
Burada bir güzel manzara eşliğinde çay molası verdikten sonra mağaradan mekan Uranos restoranın içinde öğle yemeğimizi yedik. Akşam da Türk gecesi için yine bu mekana gittik ve çok eğlendik.Göreme merkezde yer alan tarihi halı dükkanı. Mükemmel fotoğraf çekerler. Lakin artık eş dost olduk, bizden ricaları fotoğraf çekimlerinin ücrete tabi olduğunu belirtmemiz. Özellikle yoğun sezonda çok kalabalık oluyorlar. Dilerseniz drone çekimi de yapıyorlar.
Göreme Açık Hava Müzesi
Kapadokya gezi rotalarının en güzel yeri bence Göreme. Peribacalarının ağırlıklı olduğu bölge, gezi duraklarından olmazsa olmaz.Bence en iyi konaklama seçenekleri de bu bölgede hatta. Açık Hava Müzesi de bu kadar özel olmasını sağlayan en önemli etken.İçerisinde bir sürü kilise bulunuyor. Duvarlarındaki resimler ise incelenmesi gerekenler. Girişte müze kart geçerli.
Karanlık Kilise
10 TL ekstra ücret verip girebiliyorsunuz. Çok ufak bir penceresi var ve buradan çok az bir ışık girdiğinden bu adla anılıyor. Resimler ışık görmediğinden hiç yıpranmamış.İsa’nın takdisi, vaftiz edilişi, son akşam yemeği, çarmıha gerilişi gibi konulu duvar resimleri var.Duvardaki resimlerden birinde İsa’nın elinde görülen elmaya benzer bir yuvarlak şekil var. Bundan dolayı bu kiliseye Elmalı Kilise denilmiş.
Yılanlı Kilise
Mitolojiye göre Onoouhrios hafif meşrep bir kadınmış. Erkeklerin kendisini çok fazla rahatsız etmesinden bıkmış ve Tanrı’ya beni bu dertten kurtar diye yalvarmış.Tanrı’da duasını kabul edip yüzünde sakal çıkarmış. Bedeninde göğüsleri ve cinsel organıyla kadın ama suratındaki sakal ve yüzüyle erkek olarak hayatına devam etmiş. Kilise duvarlarında resmedilişini görebilirsiniz.
Aziz Basel Şapeli
Göreme Açıkhava Müzesi’nden çıktınız. Hemen aşağıda Tokalı Kilise’ yi göreceksiniz. Müze kart ile giriş yapılıyor. Akşam da güneşi yine Göreme’de Aşıklar Tepesi’nde batırabilirsiniz.
Aşk Vadisi
Canım Kapadokya’ya mükemmel bir vadiden veda ediyoruz. Aşk Vadisi, 60 milyon yıllık Kapadokya aşkını en net görebileceğiniz yerlerden biri.Kapadokya gezi anılarımı sizlerle paylaşarak seyahatinizin daha güzel ve verimli olması için yardımcı olmaya çalıştım eğlenceli bir seyahat geçirmenizi dilerim.Kapadokya’ya Ne Zaman Gidilir? Hangi Mevsimde Kapadokya’ya Gitmeli?Tamam yazın belki çok sıcak olabilir ama şöyle Nisan – Mayıs, Eylül – Ekim gibi bahar aylarında Kapadokya eşsiz olur.Tabii bir de “Karlı Kapadokya” tamlamasını hakkıyla kazanmış bir manzara sultanı olan kış mevsimi var. Kar peribacalarından süzülürken göz ziyafeti yaşarsınız.Siz siz olun ne zaman gidecekseniz hava durumunu kontrol etmeyi unutmayın. İç Anadolu olunca gündüz gece sıcaklık farkı çok oluyor, unutmayın.
Kapadokya Ulaşım & Şehiriçi Ulaşım
İstanbul’dan 1 saat 15 dakika uçak yolculuğu ile kendinizi Nevşehir Havalimanı‘nda ya da Kayseri Havalimanı‘nda bulabilirsiniz. İkisinden de araba kiralayarak bölgeyi gezer. Kapadokya’yı karış karış keşfedersiniz. Ya da uçak yolculuğuna alternatif, araba ile güzel bir road trip yaparak Kapadokya gezi maceranızı başlatabilirsiniz. Üstelik yol üzerinde Tuz Gölü sizi bekliyor!Defalarca gezdiğim Kapadokya’da doya doya coğrafyayı keşfetmek için araç şart. Sonsuz keyif içinse bölge hakkında tecrübe ve bilgi sahibi bir rehber seyahatinizi unutulmaz kılar.Bu sebeple aklınızda Kapadokya gezisi yapmak varsa mutlaka turlara katılarak buraları gezmeyi düşünebilirsiniz.
Kapadokya’nın Tarihi
Hititler, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar‘a ev sahipliği yapmış, anlat anlat bitmeyecek bir tarihi olan bu bölgenin öyküsü ne mi? Zamanında Erciyes ve Hasandağı volkanik dağlarken, 60 milyon yıl önce Güllüdağ ile birlikte püskürtülen lavlarla, yıllar boyunca rüzgar ve yağmurun iziyle, birçok doğa olayı sonucunda peri bacaları gibi bölgenin yer şekilleri oluşmuş.Tabii işin rivayet kısmında peri bacalarının bir insan ve peri kızının yasak aşkının öyküsü sonucu oluştuğuna inanılıyor.
Kapadokya’da Neler Yapabilirsiniz? Kapadokya Aktiviteleri
Peribacaları & Vadi Gezileri
Kapadokya Balon Turları : Kesinlikle pazarlık şart! 150 Euro’larda fiyat. Türkler için maliyetler daha insaflı olabiliyor. 20 kişi balona binip 1 saat gökyüzünde süzülüyorsunuz. Sabah 05:30’da kalkıyor. İnişte sertifika ve alkolsüz şampanya veriliyor.
Kapadokya’da ATV Turu
Saatlik tek kişi 80 TL, iki kişi 90 TL civarında fiyatlar. Gün doğumunda Kızılvadi’de ATV sürmenin keyfi resmen anlatılmaz, yaşanır. Maceradan hoşlanıyorsanız bu aktiviteyi atlamayın derim.
Avanos’ta Çanak Yapımı
El emeği göz nuru Avanos ürünleri, atölyelerden çıkan eşsiz parçalar. Usta, ayağı ile tezgahını çevirerek şaheserini ortaya çıkarıyor.Bezirhane isimli eski atölye bizi çok güzel ağırladı. Avanos’a kadar geldiniz, Kızılırmak’ın üstünden geçerken ayaklarınızı havaya kaldırıp dilek tutmayı unutmayın.
Şarap Tadımı
Ürgüp’e geldiğinizde Turasan Şarap Fabrikası’nda tadımınızı yapar, Asmalı Konak‘ı gezersiniz. Uçhisar’da ise Kocabağ şaraplarını tatmadan dönmeyin.Buralarda tadımla birlikte satış da yapılıyor. Bölgeye has Emir üzümünün ürünlerini mutlaka deneyin.Kapadokya’da Türk Gecesi de vazgeçilmez, inanılmaz eğlenceli aktivitelerden. Pişman olmazsınız, bence mutlaka gidin. Biz Uranos restoranda çok eğlendik.Tura dahil değildi, kişi başı 90 TL ücreti vardı. Mezeler ve sınırsız alkol dahildi. Türk Gecesinden sonra eğlenmeye devam etmek isterseniz buraların en meşhur gece mekanı Sess sizi bekliyor.
Kapadokya Yemekleri
Testi Kebabı başta olmak üzere, mantısından, çömlek kebaplarına, otantik Osmanlı yemeklerine kadar mutfağına hayran olacağınız bir yerdesiniz.Üç kilo almadan dönen bizden değildir! Testi kebabı için Orient restoranı önerebilirim. Seten de her şeyiyle favorilerimden.
Kapadokya’da Nerede Kalınır? Otel Tavsiyeleri
Defalarca bulunduğumuz bir tatil rotası olduğu için birçok öneride bulunacağım.Kapadokya’da Göreme, Uçhisar, Ürgüp, Ortahisar ve Avanos‘ta birbirinden güzel mağara oteller, kayaların içine oyulmuş, konsept tesisler ve mekanlar var. Bütçe ve arayışlarınız doğrultusunda tercihinizi yapabilirsiniz.Artemis Cave Suites, Göreme çok sevdiğim, keyifle konakladığım bir yer. Sultan Cave, Roxx Göreme, Museum Otel, Secret House ise en bilinenlerden. Çok daha ucuza konaklama seçenekleri isterseniz Airbnb‘den de alternatiflere bakabilirsiniz. Kapadokya’nın turistik olarak en merkezi ve aynı zamanda diğer bölgelere ulaşım için en ideal bölgesi Göreme Kapadokya’nın en önemli merkezlerinden biri olan ve lüks otel seçenekleriyle öne çıkan Ürgüp Göreme ve Ürgüp’e kıyasla daha küçük ama gezilecek yerler açısından bir o kadar zengin.
Harkasos Cave Hotel
Otelimiz toplamda 11 odalıdır. 4 Butik Kaya Oyma ve 7 Taş odaya sahiptir. 2 Adet jakuzili suitimiz bulunmaktadır. Balayı konseptinde hizmet verilmektedir. Otelimiz Tarihi Rum köyü olan Mustafapaşa ( Sinasos ) bulunmakatdır.
PashaHan Hotel
PashaHan Hotel, Kapadokya’ya özgü doğal kaya taşlarından siz misafirlerimizin göz zevkine hitap eden 10 odamız bulunmaktadır. Odalarımız ve otelimiz özel Türk el işçiliği halı ve kilimler ile dekore edilmiştir.
Cappadocia Elite Stone House
Her odada düz ekran TV, klima ve elektrikli su ısıtıcısı bulunmaktadır. Ferah banyolarda duş, saç kurutma makinesi, ısıtmalı havlu askısı ve ücretsiz banyo malzemeleri vardır.
Cratus Stone Palace
Cratus Stone Palace, Kapadokya’nın merkezi Göreme Beldesi’nde yer alan ultra lüks dekore edilmiş odaları muhteşem manzarası ve Kendine özgü Premium Restoran’ı ile siz değerli misafirlerini beklemektedir.
Emin Koçak Hotel Kapadokya
Kapadokya’nın doğal güzelliklerini ve kültürel miraslarını keşfetmek için mükemmel bir merkez olan Gomeda Vadisi’nde bulunmaktadır.
My Story Cave Hotel
Tarihi, dogal güzellikleri, aktiviteleri ve mistik havasi ile büyüleyicidir Kapadokya. Uçhisar kasabasi ise bu benzeri olmayan doganin en yüksek noktasidir ki, tümüyle hissettirip, saatlerce dalip gitmenizi saglar manzaraya.